2 Mayıs 2008 Cuma

FOTOĞRAFÇILIĞA YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN...



PHOTOGRAPH, her ne kadar halk dilinde "fotoğraf" olarak telaffuz edilse de, doğrusunun "fotograf" olduğu iddia edilen bir kavram olup, “kamera denen cihaz ile ışığın algısı sonucu kimyasal-mekanik veya dijital bir sistem içinde ortaya çıkan görüntü” şeklinde tarif edilebilir.
1800’lü yılların ortalarında, resmin yerini almak için ilk teşebbüslerin yaşandığı ve devrim nitelikli fotoğraf alemi, neredeyse 150 yıllık gelişiminden sonra bu defa dijital fotoğraf şeklinde yeni bir yönelişe doğru yelken açmıştır.
Nasıl ki o dönem ressamları fotoğrafı ve fotoğraf makinesini kolay kolay kabul etmedilerse, dijital fotoğraf ta geleneksel fotoğraf elçilerince pek kabul görmeyen (yavaş yavaş kabullenmeler başlamıştır), hali hazırda çok yeni sayılabilecek gerçek bir gelişmedir.
Yıllarca at binen insanoğlunun tekerleği filan değil arabayı, hatta uçağı keşfi gibidir dijital fotoğraf dünyası. Dijital fotoğrafçılık, eski, geleneksel diye adlandırdığımız film gibi kimyasalın içinde yer aldığı fotoğrafçılık dönemini 10 sene gibi kısa bir zamanda nerdeyse yok etmiştir. Filmin ve karanlık odanın yerini bilgisayar bilimi ve bilgisayar üzerinde fotoğraf işleyebildiğimiz resim işleme programları ve bunlara bağlı diğer kompanentler almıştır. Önceleri hiç duymadığımız nice kavramlar, böylece dijital fotoğraf aracılığı ile gündemimize girmiştir. Günlük yaşantımızın bir parçası olmuştur. Dijital fotoğraf; evde, okulda, hastanede, güvenlikte, basında, devlet kurum ve kuruluşlarında kullanılır oluvermiştir. Sadece Türkiye’de değil, dünyada benzeri bir gelişme ile insan, dijital fotoğraf dünyasını tanımak zorunda kalmıştır. Başlangıçta daha çok zengin ülkelerde adından bahsedilirken, kısa zaman sonra tüm dünya toplumlarının vazgeçilmezi olmuştur. Öyle ki gelişmişliğin hatları çizilmektedir bu teknoloji sayesinde.
Geleneksel fotoğraftan dijitali ayıran en belirgin taraf, bilgisayarın bu alandaki varlığıdır. Geleneksel fotoğrafçıları dijitale karşı soğuk ve uzak tutan da budur. Çünki yeni baştan birçok şey öğrenmek ve harcama yapmak ile karşı karşıya kalınmaktadır. Bazı yönlerden haklı olunabilmesine rağmen, böylesi büyük bir gelişmenin sancılar oluşturması da doğaldır. Aksi halde bu gelişmelerden dijital devrim olarak bahsedebilir miydik!
Dijital görüntü teknolojisi, kolaylık, hız ve geniş bir alanda kullanım imkanı sunan bir teknolojidir. Aslında değişmez etkenlerden sayılan ışık, renk aynıdır. Bu yönüyle geleneksel değerlerden halen faydalanılmaktadır ve çok ta değerlidir. Dolayısıyla üreticiler, ortaya çıkmasını istedikleri görüntü kalitesi hasebiyle fotoğraf sanatçılarından faydalanmayı ihmal etmezler.
Kullandığımız cep telefonları, web-kameralar, güvenlik kameraları, tıbbi mikroskoplara bağlı kameralar, basit-gelişkin dijital ve video kameralar ile elde ettiğimiz görüntülerin pek hoşa gitmemesi, uygulamalarda geleneksel fotoğraf anlayışının keşfettiği bilgi birikimi yoksunluğu ve bilgisayarda doğru işlenememesi gerçeğindendir.
Burada temelde iki hataya düşülüyor. Birinci hata, üreticilerin fazla abartılı ve süslü sözler ile paketlediği üretimlerin tüketilmeye çalışılmasıdır. Yani ihtiyacınız olamayacak bir üretimi satın almanız, ihtiyaçlarınıza çözüm aramanız ve neticede şikayet etmenizdir. İkinci hata ise, bu teknolojinin bilgi ile kullanılamaması gerçeğidir, ki yukarıda bahsettiğim gibi sistem çok yeni olması hasebiyle hakkında yeterli bilgi edinilmeden sonuç alınmak istenmesi bu gerçeği teyid etmektedir.
Size bu teknolojiye aşina birinin uçak kullanabileceğini söylesem gülersiniz değil mi? Oysa konu ciddi ve gülünecek gibi değil. Bu teknolojiyi gereği gibi bilen biri, gerektiğinde uçağı kontrol edebilir bilgi ve beceriye ulaşır desek abartmış mı oluruz düşünelim. Buradaki cesaretim, Hollanda orijinli bir uçuş eğitim merkezi hakkındaki pratik bilgime ve orada eğitim gören insanlardan kaynaklanıyor. Bir de özellikle şu sıralarda uçuştaki kimi uçaklarda kullanılan teknolojinin bahsettiğimiz teknolojiden eski olmasının mutlaka etkisi var.
İşte bu yüzden, dijital fotoğraf, sadece ışık, renk ve sanat değil, aynı zamanda yüklü bir bilgisayar teknolojisinin kullanılabilmesini ifade eder. Zor ve anlaşılmaz değildir. Fakat her işte olduğu gibi çalışmayı ve öğrenmeyi gerekli kılmaktadır. Kolay deyip, insanoğlunun asırlar boyu geliştirdiği ve keşfettiği bilgi birikimini küçümsemek gibi elbette bir niyetimiz olamaz.

Her insan bir ışıktır. Işığını doğru ayarlar ile düzenleyebilen ve uygulayabilenler olma dileğiyle..

Hiç yorum yok: